→ IEEE Standartları → IEEE.org → IEEE Xplore → IEEE Spectrum → IEEE Türkiye
CHRISTINA’NIN DÜNYASI

Andrew Wyeth’in gerçek bir hayat hikayesini konu alan bu eserini daha önce görmüş müydünüz? New York Modern Sanat Müzesi’nde sergilenen bu eserin adı Christina’s World (Christina’nın Dünyası). İnsanları ilk bakışta anlayamadığımız gibi gördüğümüz bu eserin arkasındaki hüzünlü hayat hikayesini de anlayamayız sanırım.

Andrew Wyeth gerçekçi yapıtlarıyla tanınan ve 20. Yüzyılın önde gelen sanatçılarındandır. Christina’nın Dünyası adlı eserine ilk baktığınızda yerde oturan, evine bakan bir kadın olarak gözüküyor. Ancak eserin hikayesi sadece evine bakan bir kadın değil.

Eserde gözüken yer, Andrew Wyeth’in yaz aylarında gittiği Maine Eyaleti’ne bağlı South Cushing bölgesi. Eserdeki kadın ise isminden de anlaşılacağı üzere Christina, Andrew Wyeth’in komşusu Anna Christina Olson. İlk baktığınızda eserdeki kadın size oturuyor gibi gözüküyor demiştim ancak yerde olmasının sebebi uzanmak veya papatya toplamak değil. Christina bir kas hastalığına sahip ve gittikçe ilerleyen hastalığı sebebiyle bacaklarını kullanamıyor, sürünerek hareket ediyor.

Andrew Wyeth bir gün penceresinden bakarken sürünerek yaban mersini toplayan Christina’yı görüyor. Bundan çok etkileniyor ve resmetmeye karar veriyor. Esere dikkatlice baktığınızda bacaklarının gövdesine göre daha ince kaldığını görebilirsiniz. Eserde bacaklarının gövdesine göre ince olmasının sebebi ayrı tabi ki.

Andrew Wyeth Cristina’nın hastalığını yeni gerçekçilik üslubuyla yansıtmak istemiş ve eserdeki kadın figüründe Christina’nın gövdesi yerine eşinin gövdesini resmetmiştir. Böylelikle eserde kas erimesi sebebiyle incecik kalmış bacakları dikkat çekmiyor ve böylelikle esere ilk kez bakan biri genç bir kadın görüyor ancak Christina, eser yapıldığında 55 yaşındadır.

Sanatçı, gerçeklik akımına uygun bir şekilde eseri oldukça detaylı resmetmiştir. Christina’nın saçları, üzerinde durduğu otlar, yalnızca Christina değil, arka planda kalan ev, evin tarlası ve ambar da gerçekçi bir görünüme sahiptir. Eser son derece gerçek bir görünüme sahip olsa da arka planda kalan kasvetli, sade ortam izleyiciye olağandışı, masalsı bir etki yaratır. Bu etkinin de izleyiciye eserin ismini yansıttığı düşünülmektedir.

Bütün bunların yanında eserdeki kasvetli havanın bir sebebi de Andrew Wyeth’in hayatındaki zorluk ve sıkıntılardan kaynaklanır. Bu eser, Andrew Wyeth babasının ölümü üzerine donuk renklerde, minimal figür kullanarak oluşturduğu eserleri ile benzerlik göstermektedir. Bu durumun da babasının ölümüne tuttuğu yasın bir göstergesi olduğu düşünülmektedir.

Andrew Wyeth eseriyle ilgili yorumlarında, birçok insanın umutsuz olarak değerlendirebileceği Christina’nın yaşam mücadelesini hakkıyla yansıtmaya çalıştığını belirtmiştir. Bu yorum eserde anlatılmak istenilenin aslında muhtaç bir kadının hayatı değil, umutları olan ve hayatla mücadele eden bir kadının dünyasının kurgulandığı gibi görüşler vardır. Sona yaklaşırken söylemeliyim ki ilk bakışta insanda büyük bir etki bırakmasa da arkasındaki hikaye ile izleyenleri etkileyen bu eser hayat mücadelesini ve umudun her zaman var olduğunu göstermektedir.

Gerçeklik akımını son derece etkileyici şekilde kullanarak tarzına sadık kalan Andrew Wyeth eserini tamamladığında Amerika’da beklediği ilgiyi ve takdiri görmemiştir. Bunun sebebi eserin tamamlandığı dönemde Amerika’da gerçekçilik akımının yerini soyut dışavurumculuk akımının almasıdır. Andrew Wheyt, tarih boyunca sanat akımları sürekli bir değişim halinde olmasına rağmen bulunduğu dönemde tarzını korumuş ve bu sebeple eleştirilmiştir. Ancak Christina’nın Dünyası adlı eseri son 60 yılda Amerika’nın en ünlü eserlerinden biri haline gelmiş ve Amerika sanatının ikonik eserlerinden biri olarak yer almaktadır.

Ayşegül Kul
2021-10-24 375