→ IEEE Standartları → IEEE.org → IEEE Xplore → IEEE Spectrum → IEEE Türkiye
İnternetin Evrimi

Günümüzde bazı şirketlerin kullanıcı verilerini satmakla suçlandığını duymuşsunuzdur. Yakın gelecekte Google, Facebook gibi şirketlere rakip olacak yeni bir oluşumun olduğunu söylemiş olsak şaşırır mıydınız? Kripto, Metaverse ve NFT gibi günümüz trendlerini duyduysanız web 3.0 adı size yabancı gelmeyecektir. Web 3.0’ı anlatacağım bu yazıda web 3.0’ı daha iyi anlamak için web 1.0 ve web 2.0’ın ne olduğunu da bilmemiz lazım.

Peki, daha önce Darpa’yı duymuş muydunuz? Darpa’yı duymadıysanız Amerikan ordusu için bazı askeri çalışmalar yürüten bir kurumdur. Bu kurum 1970’li yıllarda internetin atası ARPANET adı verilen bir iletişim protokolü başlatmıştır. Bu protokolün amacı Amerikan askeri birlikleri arasında telefon hatları üzerinden sesli ve görüntülü olarak veri iletebilmesidir. 1980’li yıllara gelindiğinde ise internet yavaş yavaş sivilleşmeye başladı ve 80’lerin sonlarında web 1.0 ortaya çıktı. Web 1.0 dediğimiz şey internetin ilk ve en ilkel halidir. Web 1.0 ‘da belirli birtakım siteler bulunurken kullanıcılar bu sitelerdeki verilen bilgileri sadece tüketen konumdaydı. Web 2.0’da ise web 1.0’dan farklı olarak kullanıcılar bilgiyi sadece tüketen olmak yerine aynı zamanda bilginin kaynağı konumunda da olabilmekteydi. Blog gibi internet sayfalarıyla başlayan ve YouTube gibi paylaşım siteleriyle zirveye ulaşan web 2.0 günümüzde Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal ağlar sayesinde çok etkileşimli bir yapıya dönüşmüş oldu.

Peki web 3.0 nedir? Web 3.0 birçok açıdan web 2.0’a benzer ama çok daha gelişmiş bir yapıdır. Örneğin aralarındaki en büyük fark depolamadır. Web 1.0 ve web 2.0 bilgiyi depolamak için merkezi sunucular kullanır. Web 3.0’da ise her şey bulut sistemlerde depolanmaktadır. Blockchain’de olduğu gibi veri dünyanın her yerine dağıtılmaktadır. Yani web 3.0’ı merkeziyetsiz internet olarak özetlersek yanlış olmaz. Günümüzde Instagramda bir fotoğraf paylaştığımızda bu veriler Instagram’ın merkezi sunucularından kullanıcılara ulaşıyor. Web 3.0’da bu durum paylaşılan verinin tek bir merkezi sunucu yerine bütün dünyaya bütün buluta dağılmış halde olmasıdır. Yani web 3.0 konseptinin bize sunduğu en büyük fırsat olarak şirketler tarafından tutulan devasa veri tabanlarını bozarak kullanıcılara daha fazla kontrol hakkı sağlayacak olmasıdır.

Son olarak yapay zekanın web 3.0 ağında büyük bir söz hakkına sahip olacağını düşünüyorum. Biz kullanıcıların bilgi almak için araştırma yapmasına gerek kalmadan, yapay zeka sizin neye ihtiyacınız olduğunu belirleyip size ona göre karşılık verecektir. Hatta teknolojinin ilerlemesiyle birlikte geliştirilen analiz gücü yüksek yapay zekaya sahip internet, diğer bir deyişle semantik web tarafından web 3.0’ı tanımlayan açık kaynak kodlu sistem olması, kişinin özel hayatına saygı duyulması, altyapıda güvenliğin ön planda olması ve doğrulanabilen iletişim kurulabilmesi gibi özelliklerinin biz insanların enerji sarfetmesine gerek kalmadan yapılacağını düşünüyorum. Bakalım, web 3.0 bu düşüncelerimle ne kadar örtüşecek? Bunu bekleyip hep beraber göreceğiz.

Yasin Akın
2022-12-17 211